
DİL KONUŞMA BOZUKLUKLARI
- Konuşma bozukluğu denilince ilk akla gelen gerek konuşmanın akıcılığının bozulması, gerekse konuşmaya eşlik eden uygunsuz vücut devinimlerinin yer alması sonucunda dinleyenlerin, ne konuşulduğu ile ilgili olmayıp, nasıl konuşulduğuna dikkat çekmesi açısından kekemelik olmaktadır. Ancak konuşma bozuklukları dilin sesli sembolleri, artikülasyon, ses ve işitme olmak üzere geniş bir alanı kapsar.
- Kimi çocuğun istendik bir konuşma yapamamasının nedeni, konuşmaya karşı bir isteğin ve hazırlığın olmamasından kaynaklanabilir. Kimi çocukta işitme yoluyla ilk karşılaştığı kelimeler onda geçici bir anlam kazanana kadar iz bırakmayabilir. Bir iç lisan hazırlığı olmadığında da, onda karşılıklı anlaşmayı gerektirecek bir anlatım yeteneği gelişmez. Bunun için anlamlı bir konuşma dili kazanması ancak sağlam bir merkezi sinir sistemine sahip olmakla mümkündür. Kimi çocuğun anlaşılmaz bir konuşma sergilemesinin temelinde dil, dudaklar, çene, damak ve çevresel sinirlerin zayıf ya da fonksiyonlarını yerine getirememesi rol oynayabilir.
- Sonuçta böylesi çocuğun sesi doğru çıkarması ve anlamlı iletişim kurması olanaksız olmaktadır. Ayrıca istendik bir konuşmanın sergilenememesinin önemli nedenlerinden birisi de çocuğun işitme organında sorunun olmasıdır. Konuşma bozukluğu, organik ya da görevsel nedenlerle konuşmanın anlaşılmasını güçleştirecek biçimde değişkenlik göstermesi durumudur. Eğer bir konuşma hoş olmayan sesle veya yaşına uygun olmayan, anlaşılmayan bir şekilde yapılır; dolayısıyla normalden çok farklılık gösterir ve dikkati konuşana çeker ise genellikle engelli konuşma olarak kabul edilir.
- Konuşma, diğer insanların konuşmalarından dikkati çekecek kadar sapma gösterdiği, iletişimi karıştırdığı ve konuşanda uyumsuzluk yarattığı zaman engellidir şeklinde de tanımlanabilir. Bir diğer tanım, çocuğun konuşması, dinleyenlerin dikkatini ne söylediğine olduğu kadar daha çok nasıl söylediğine çektiği zaman engellidir. Bu tanımlardan sonda konuşma bozukluğunu şu şekilde yapmak mümkündür
- Konuşma bozukluğu, konuşmanın akışında, ritminde, tizliğinde, vurgularında, ses birimlerinin bireyin/ çocuğun konuşma engelli olarak kabul edilmesi için, aşağıdaki durumlardan birinde sorun yaşanması demektir. Bunlar;
- Konuşmanın anlaşılır şekilde olmaması,
- Konuşmanın duyulmasında yetersizlik olması,
- Sesin bozuk ve tırmalayıcı olması,
- Sesin çıkarılmasının, ritminin ve vurgularının bozuk olması,
- Dil yönünden kelime dağarcığı ve gramer yetersizliklerinin olması,
- Konuşmanın bireyin yaşına ve fiziksel yapısına uygunsuzluğu,
- Konuşma bozukluğu sadece kekemelik (ritim) ile sınırlı olmayıp iletişim ile ilgili geniş bir alanı kapsamaktadır. Bunun için her konuşma bozukluğu hakkında ayrı ayrı bilgi edinip sorunun çeşidine göre eğitim ve sağaltım yöntemleri uygulamak gerekir. Bu nedenle konuşma bozukluklarından artikülasyon bozukluğu, gecikmiş konuşma, kekemelik ve diğer konuşma engelleri (yabancı dil ve bölgesel konuşma ayrılıkları, damak ve dudak yarıklığı, beyin engeli, afazi, dizartri ve disleksi) ile ilgili temel bilgilerin ve sağaltım etkinliklerin ele alınması uygun görülmektedir.
- Artikülasyon (Eklemleme) Bozukluğu
- Artikülasyon, nefesin gırtlaktan çıktıktan sonra yutak, ağız ve burundan oluşan üçüncü küme organlarında (dil, diş, damak, dudak) konuşma dilimizin geleneksel seslerine dönüşüp biçimlenmesidir. Artikülasyon teriminin yanı sıra eklemleme, boğumlama, oynaklanma veya telaffuz etme terimleri de kullanılabilmektedir. Birey, ana dilinin bağımsız ya da bileşik seslerini doğru ve anlaşılır biçimde çıkaramıyor, birbirine gereği gibi ulayamıyor ya da bu seslerin çıkarılması ve ulanmasında onun yaşından beklenenden çok fazla sapma görülüyorsa, onda artikülasyon bozukluğu var demektir
- Kısaca artikülasyon bozukluğu; kişinin yaşına ve konuşma gelişimi dönemine uygun olarak konuşmasından beklenen düzgünlüğün ve ses uyumunun olmamasıdır. Sesin uyumsuz çıkması ve kullanımı, yanlış vurgulama, seçmeler ya da düzenlemelerdeki bozukluklar şeklinde olabilir. Ayrıca bazı atlamalar da yapılabilir. Nedeni bilinmeyen işlevsel fonolojik bozuklukların 6 ve 7 yaşındakilerde yaklaşık %2-3 oranında olduğu bilinmektedir. 17 yaşından sonra ise %0.5 e düşer. Artikülasyon bozukluğu, damak ve dudak yarıklığına bağlı konuşma engelleri arasında en yaygın olanıdır.
- Yetişkinlerde de görülebileceği gibi çoğunlukla ilkokul çağı çocuklarında görülmektedir. En yaygın ilköğretimin ilk devresinde (1-2-3 sınıflar) görülür. Erkeklerde kızlara göre daha fazla artikülasyon bozukluğu olduğu görülmektedir. Konuşma üretiminde birbirleri ile ilgili dört süreç vardır. Bunlar;
- Solunum (Respirasyon): Konuşma için motive edici gücü sağlar.
- Seslenim (Fonasyon): Vokal kasların titreşimi ile seslerin üretilmesidir.
- Yankılama (Rezonasyon) : Kişinin sesinin niteliğini etkileyen konuşma sesinin farkında önemli rol oynayan bir süreçtir.
- Söyleme-Eklemleme (Artikülasyon) : Bireysel konuşma seslerinin dil, çene, dudaklar ve yumuşak damağın yardımıyla ses tonu ve nefes akışını n çıkarılmasında üretilen ve bu yolla sesin yankılanmasını da içeren bir süreçtir.
- Konuşma seslerinin etkilenmesine göre her artikülasyon bozukluğuna özel bir terim verilmiştir.
- Rotasizm (r sesi bozukluğu)
- Sigmatizm (s ve z sesi bozukluğu)
- Gamatizm (g sesi bozukluğu)
- Kapasizm (k sesi bozukluğu)
- Artikülasyon Bozukluğu Türleri
- Sesin düşürülmesi ya da atlanması Daha çok küçük çocuklarda, yetişkinlerde ise seyrek olarak görülür. Bir sözcüğü oluşturan ses lerin tümü çıkarılmadan sözcüğün söylenmeye çalışılması durumunda ortaya ortaya çıkar.
- Sözcük, sanki o sözcükte o ses yokmuş gibi söylenir.
- Saat – sat Araba – arba Hayvan – ayvan Kapı – apı Havlu – avlu Hava – ava
- Ses eklenmesi Çocukların bir kısmı bazı sözcükleri aslında o sözcükte olmayan başka sesleri ekleyerek söylerler. Genellikle birbiri ardına gelen iki ünsüzün arasına bir ünlü ekleyerek söylemeye çalışırlar (Ancak başka sesler de eklenebilir). Bu sözcük başı, ortası ya da sonunda olabilir.
- Tren – tiren Saat – sahat Recep – irecep Psikoloji – pisikoloji Spor – sipor
- Sık görülen artikülasyon bozukluklarından biridir. Sözcük içinde çıkarılması güç gelen bir ses çocuğa çıkarılması kolay gelen bir sesle değiştirilir. Değiştirmeler bazen sözcüğün başındaki seste, bazen de ortasındaki seslerde olur. Bazen değiştirmeler, sözcük içindeki seslerin yerleri değiştirilerek de yapılabilir.
- Para – paya Kamyon – kaymon Takvim – taklim Köprü – körpü Yüzük – yüsük Toprak - torpak
- Sesin bozulması Bazen bu üç duruma uymayan durumlar da olabilir. Burada sözcük oluşturulurken esas çıkarılması gereken ses, olduğundan başka ses çıkarılarak konuşulur. Bu da konuşmayı engelli hale getirir.
- Gelir – gelix – geliy ya da gelüm (x yöresel olarak çıkarılan bir sestir)
- Karagöz – kaxgöz – kağagöz
- Artikülasyon Bozukluğunun Nedenleri
- - 1- Yapısal (organik) nedenler Konuşma organlarındaki, özellikle üçüncü küme organlarındaki bir ya da birkaç organik bozukluktan ötürü çocuğun artikülasyonu bozuk olabilir. Dudaklarda en çok görülen yapısal bozukluk üst dudak yarıklığıdır (tavşan dudak). Dudak sesleri olan p, b, m, f, v, sesleri bu durumda bozuk çıkarılabilir. Dudaklar olağandışı ince ya da kalın bir yapıya sahip olabilir. Dişlerin noksanlığı, düzensiz oluşu, çıkış yerleri sesleri bozabilir (ön dişleri dökülmüş çocuklar, takma diş kullananlar). Dişsiz bir ağızda genellikle s, ş, f harfleri iyi çıkmaz. Çenelerimizin yapısı ve devinim yeteneği bazı seslerin çıkarılmasında önemlidir
- , alt çenenin gereğinden fazla geride olması, ön üst ve alt dişlerin tam üstte çakışır biçimde ya da alt ön dişlerin üst dişlerden daha öne doğru basacak biçimde oturma yapısı göstermesi durumunda artikülasyon bozukluğu ortaya çıkabilir. Alt çenenin aşağı yukarı, sağa sola devinim yeteneği sınırlı olursa artikülasyon olumsuz yönde etkilenebilir. Bunun yanında burun kemiğinin eğri, çatlak ve burun mukozasında et parçasının olması da artikülasyon bozukluğuna neden olan etmenlerden biridir.
- Dilimizin dil yatağı ya da boşluğuna oranla aşırı büyük ya da küçük bir yapıda olması, dil bağının öne çok uzanmış olması, dil kasları ve sinirlerindeki bozukluklar, dil ucunun olağandışı kütlüğü ve dil yaraları artikülasyonu olumsuz yönde etkiler.
- Damağın aşırı derecede yüksek ya da düz olması, yumuşak damak diye isimlendirilen kısmın gereken yumuşaklıktan yoksun ya da felçli olması, küçük dilin yarıklığı, küçük dilin olağandışı küçük, dumura uğramış ya da ortadan bir yana fazlaca kaymış olması sesin bozuk çıkmasına neden olabilir.
- - İşlevsel (fonksiyonel) nedenler Konuşma organları sağlam oldukları halde görevlerini yerine getiremedikleri durumlarda görevsel nedenler olduğu düşünülür. İşitme engelli ya da işitme duyarlılığındaki yetersizlik artikülasyonu olumsuz yönde etkilemektedir. İşitme engeli ses alıcısını etkiler. Etkileme derecesi işitme engelinin türü ve derecesine bağlıdır. Artikülasyon bozukluklarında bazı durumlarda zeka engeli arttıkça özrün derecesi de artar. Öte yandan çocuğun zihinsel düzeyi artikülasyon bozukluğunun düzeltilmesi çalışmaları içinde çok önemlidir. Artikülasyon bozukluklarının bazıları tamamen yanlış öğrenmeye bağlıdır. Evde konuşulan dil, çocuğun konuşma şevkinin kırılması, konuşmanın engellenmesi, konuşmayı pekiştirmeye olanak vermeyen ortam artikülasyon bozukluğuna neden olan etmenlerdir. Bazı durumlarda konuşma bozuklukları duygusal çatışmaya bağlı olarak gelişebilir.
- Gecikmiş Konuşma
- –Konuşma engelleri içerisinde sıkça ortaya çıkan bir engeldir. Çocuk akranları ile kıyaslandığında onlardan önemli derecede konuşmanın akıcılığı, içeriği, anlamı ve kelime dağarcığında bir yetersizlik görülür. Çoğu anne baba aynı yaşta olmasına karşın çocuğunun akranlarından bu açıdan geri olduğunu çok değişik şekilde yorumlar. Aslında gecikmiş konuşma, çocuğun bebeklik döneminde geçirmesi gereken konuşma gelişim aşamalarından birine takılıp kalması veya o aşamalardan birine geri dönüş yapması durumudur. Bu nedenle hem derece hem de tür olarak çok değişiklik gösteren bir konuşma engelidir
- Bazılarında cümle kurmada güçlük ve gecikmeler olabilir. Duygu ve düşüncelerini sözel olarak aktarma yerine vücut devinimleri ile ortaya koyarlar. Çıkardıkları ses dinleyenler tarafından anlamsız bulunur. İletişim kurarken sözel dil becerilerinden çok işaretler buna ek olarak fırlatma, atma ve vurma şeklinde istenmedik hareketler gündeme gelir. Bunun nedeni çocuğun kendini sözel olarak ifade edememesidir. Sonuçta çocuk çevresiyle uyum sağlamada güçlük çeker. Akran grupları çocuğu dışlar, onu oyundan, dersten ve sosyal ortamdan soyutlarlar. Konuşma engeline ek olarak uyum sorunu yaşayan duruma düşer.
- Gecikmiş Konuşmanın Nedenleri
- Zeka Engeli
- Sağlık durumu
- İşitme kaybı
- Konuşma organlarının koordinasyonu
- Duygusal yapı ve aile çevresi
- Diğer Konuşma Engelleri
- Yabancı dil ve bölgesel konuşma ayrılıkları
- Ev, okul ve yakın çevrede iki dil kullanılması sonucunda her dilin ayrı kendine has gramer yapısı olması sonucunda ortaya çıkan artikülasyon değişiklikleridir. Yurdumuzda çeşitli dilleri kullanan ailelerin olmasının yanında uzun süre yurt dışında kalıp yurda dönen çocuklarda sıklıkla rastlanır. Çevrelerinde konuşma engelli olarak görülebilir. Bu gibi durumlarda konuşma engeli gibi düzeltilmeyi gerektirir. Çünkü yanlış telaffuzlar aynı konuşma engellerinde olduğu gibi dikkat çeker. Çocuklar dikkatlice incelenmeli, konuşma durumu ortaya çıkarılmalı, onu etkileyen koşullar bilinmeli ve gereken konuşma sağaltım modeli buna göre ayarlanmalıdır.
- Damak ve dudak yarıklığı
- Nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte annenin hamileliği sırasında sağlık durumu, beslenme bozukluğu ile ceninin üzerinde rahim içi baskıların oluşmasının etkili olduğu bir yapısal bozukluktur. Son zamanlarda annenin rubella mikrobu, geçirilen ateşli hastalıklar, radyasyon ışınları, vitamin ve madensel mineral yetersizliğinin bu sorunun ortaya çıkmasına etken olduğu düşünülmektedir. Böylesi durumlarda çocuğun durumu dikkate alınarak KBB uzmanı ya da ortodontiste başvurularak önce tıbbi muayene, sonraki süreçte ise konuşma eğitimine başlanmalıdır.
- Beyin özrü
- Beyindeki herhangi bir zedelenmeden dolayı konuşma organlarının normal dışı devinimlerinden kaynaklanan bir tür konuşma engelidir. Beyin özrünün türü, derecesi ve konuşma organlarını etkileme durumuna göre konuşma engeli oluşmaktadır. Genellikle beyin özürlü çocuklarda gecikmiş konuşma ve eklemleme bozukluğu görülmektedir. Gecikmiş konuşma çoğunlukla 5 yaşından önce felç geçirmiş çocuklarda görülmektedir
- Afazi
- Söz veya kelime yitimi olarak ta bilinen afazi; bireyde zeka engeli, bellek bozukluğu, işitme engeli, konuşmanın oluşumunda görev alan organlarda organik bozukluk olmadan konuşma işlevinin yapılamamasıdır. Afazik çocukta ilk adım, çocukta öncelikle konuşma gereksinimi yaratmaktır. Çocuk gereksinimlerini konuşarak karşılamasına özendirilmeli ve bu konuda güdülenmelidir. Aksi takdirde gerekli çabayı göstermez. Uygun ortamın oluşması için küçük oyun gruplarının olunacağı ortam ana okuludur. Gruba normal çocukların da alınması konuşmanın gerekli bir iletişim aracı olduğunu kavratması bakımından yararlıdır.
- Dizarti
- Dizarti konuşma organlarını idare eden bozukluktan ileri gelir. Sinirseldir, bundan dolayı da nöroloji uzmanlarını ilgilendirir.
- Dişleksi
- Altı yaşına gelen çocuklar artık bir eğitim alabilecek zihinsel gelişim düzeyine gelirler. Okula giderler ve ilk öğrendikleri şey okumaktır. Öğrenme bozukluğu adı verilen bu sorunu yaşayan çocuklarda ise henüz bu hazırlık yaşanmamıştır. Öğrenmeye yardım eden zihinsel organizasyon bakımından yeterli değildir. En sık rastlanan öğrenme bozukluğu türü disleksidir. Disleksi konuşmada bir engel olmadığı halde sesli veya sessiz okumada ve anlamada görülen bir bozukluktur. Zekası, görmesi, işitmesi yeterli olmasına karşın okuma öğreniminde başarısız olan çocuklarda görülen durumdur. Merkezi sinir sistemlerindeki bir bozukluktan kaynaklanmaktadır. En belirgin özelliği harflerin ve kelimelerin karıştırılması ve tersten algılanmasıdır. Disleksili bireyde sık karşılaşılan özellikler şunlardır; a- Yazılı kelimeleri öğrenme ve hatırlamada zorluk
- b ve d, p ve q harflerini, 6 ve 9 gibi sayıları ters algılama, ne’yi en, 3’ü E, 32yi 23 olarak algılama gibi
- b- Okurken kelime atlamak
- c- Hecelerin seslerini karıştırmak ya da sessiz harflerin yerini değiştirmek, sıklıkla yazım hatası yapmak
- d- Yazı yazmada zorluk
- e- Gecikmiş ya da yetersiz konuşmak
- f- Konuşurken, anlama en uygun kelimeyi seçmede zorluk
- g- Yön ve zaman kavramları konusunda sorunlar
- h- Elleri kullanmada hantallık ve beceriksizlik, okunamayan el yazısı…